Türk Lirası’nın 2018 yılı başından bu yana dolar karşısında yüzde 50’ye yakın değer kaybetmesi, ithalata bağımlı her sektörü etkiledi. Maliyetler artınca birçok ürün zamlandı. Dövizdeki artış fırsatçıları da harekete geçirdi. “Döviz yükseldi” bahanesiyle ithal girdi maliyeti olmayan, yerli ürünlere zam yapıldı. Zam fırsatçılarına toplumun her kesiminden büyük tepki var. Artan şikayetler üzerine Ticaret Bakanlığı; döviz kurlarındaki artışı gerekçe göstererek zam yapanların "aldatıcı" muamelesi göreceği önemli bir düzenleme yaptı.
Türkiye, son dönemde artan döviz kuru ve gıda başta olmak üzere her ürüne yapılan aşırı zamları konuşuyor. Dövizdeki artışı bahane gösteren bazı firmalar peş peşe zam yaparken, bazıları üretimi durdurdu, kimileri de “stok sayımı” bahanesiyle piyasaya mal vermedi. Bazı temel ürünlere yüzde 40 – 70 arasında zam halkı isyan ettirdi.
Ülkenin dört bir yanından gelen haberlere göre, “ithal girdisi olmayan” bazı üretici ve toptancılar, özellikle gıda ve tüketim mallarına peşe peşe zamlar yaptı. Bazı ürünlerin fiyatı 2 – 3 gün arayla ve “üst üste” değişti. Temel gıda maddelerinde en fazla zam ise yine “ithal girdisi olmayan” un ve yağa yapıldı. Undaki zam oranıyüzde 50’yi buldu.
Ambalajla gizli zam
Dövizdeki yükseliş bazı firmaları ise küçük ambalaja ‘gizli zam’ yapmaya yöneltti. Özellikle bakliyat sektöründe bazı firmalar düşük gramajlı ürünleri piyasaya çıkarırken, bazılarının da bir ay içinde raflarda satışa sunacakları öğrenildi. “Küçük ambalaj” hazırlığı yapılan bir diğer alan ise kozmetik sektörü... Islak mendil, sabun ve aerosollerde gramajlarda şimdiden yüzde 25 küçülme başladı. Ekonomistler enflasyonla mücadelenin büyük önem kazandığı bu dönemde “dolara endeksli fırsatçılık” yapıldığını belirtirken vatandaşın bunlara prim vermemesini, hükümetten, valilik ve kaymakamlıklara, belediyelerden, meslek kuruluşlarına kadar “yoğun ve ciddi denetlemeler yapılmasını” istediler.
“Mercek altına alınmalı”
“Fırsatçılar işbaşında” diyen TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “kamunun yüksek fiyat artışlarına müdahale etmesini” isterken “bu tür şirketlere de yaptırım uygulanması gerektiğini” söyledi. Kendi stoklarındaki ürünlerine zam yapanlara müdahale edilmesini isteyen Palandöken, “Herkesin biraz sakin olmasında fayda var. Kamunun bu yüksek fiyat artışlarına müdahale etmesi gerekir. Aşırı fiyat artışı yapanlara yaptırım uygulansın. Kamu bu konuda öncü olsun” dedi.
Dava da açılabilecek
Ayrıca tüketici örgütleri ve Ticaret Bakanlığı da “Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması, hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacı” ile tüketici mahkemelerinde dava açabilecek. Ayrıca Reklam Kurulu, idari yaptırım mekanizmasını işletebilecek. Dava açma hakkı dışında, haksız reklam ve ticari uygulamaları durdurma, düzeltme ve yapanlara idari para cezası verme hususlarında görevli olduğuna dikkat çekiliyor.
“Zamları şikayet edin”
Zam spekülatörlerini ve stokçuları uyaran Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, son dönemde dayanışma ruhunun dışında finansal piyasalardaki geçici dalgalanmaları fırsat gören, çeşitli ürün ve ürün gruplarında arz – talep dengesi ile uyuşmayan fiyat artışlarına gidildiğine dikkat çekti. Stokçuluk yapanların da dikkatlerden kaçmadığını belirten Pekcan, “Bu konuda Ticaret Bakanlığı olarak, gelişmeleri anlık olarak takip ediyoruz ve piyasanın bozulmasını engelleyici tedbirler almaya devam ediyoruz, edeceğiz” dedi. Pekcan, istismarların önüne geçmek için Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nde ufak bir değişiklik yaptıklarını ifade etti.
TİM Başkanı Gülle: Müsaade edilmeyecek
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, "Sattığı üründe kafasına göre zam yapanlara müsaade edilmeyecek, burası eski Türkiye değil. Gerek tarım ürünlerinde yapılan manipülatif uygulamalarla gerekse malı kısmakla ve pres oluşturup fiyat belirlemekle yapılan işlerin hepsi takip ediliyor. Yerli malımızda bile zam yapılması üzüntü verici ama devletimizin bu konularda yaptırımları olacaktır. Bu kadar spekülatif çok ciddi dalgalanmalar ihracatın ve ihracatçının lehine olan şeyler değil, bu hem ülkenin hem de ihracatçının zararına. Çünkü fiyat dengesini bozuyor. Bu tür kurdaki oynaklıkları tasvip etmiyoruz ama kabul edilen bir şey var ki şu anda ihracat için çok önemli kur avantajı var elimizde. Bu avantajı sonuna kadar koruyup daha fazla ihracat yapmalıyız." dedi.
Yeni düzenleme
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği’nde değişiklik yaptı. Buna göre, bakanlığın merkez teşkilatı veya il müdürlüğü, güvenli olmadığını tespit ettiği ürünün piyasaya arzını yasaklayabilecek veya toplatılmasını sağlayacak. Gerektiğinde ürünü hizmet dışı bırakacak. Ürünün güvenli hale getirilmediği veya güvenli hale getirilmesi mümkün olmadığı durumlarda bertaraf edilecek. Bakanlık, okulların açılmasıyla sahada denetimlerini hızlandırdı.
“FIRSATÇILARA AĞIR YAPTIRIMLAR UYGULANMALIDIR”
Zekeriya Mutlu (İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı) – “Son dönemde dövizde yaşanan dalgalanmaları bahane ederek ürünlerini stoklayan veya zamlı satan fırsatçılara ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Bu noktada devlet yöneticileri, yerel idareler, kurum yetkilileri denetimleri sıklaştırmalı, kötü niyetlilere karşı önlemler almalı ve toplumun her bireyi bu çalışmalara destek olmalıdır. Bu bir vatandaşlık görevidir. İnsanlarımız fırsatçılara göz açtırmamak için sorumluluk duygusu içinde yetkililere yardımcı olmalıdırlar. Ahilik terbiyesini benimsemiş esnaf sanatkarlarımız da bu yönde yapılan çalışmalara yardımcı olmaya ve katkı koymaya her zaman hazırdır ve gönüllüdür.
Kuşkusuz Türkiye zor bir dönemden geçmektedir. Ancak Türk milletinin devletinin yanında durarak, birlik ve beraberlik içinde bu badireleri de atlatacağına inancımız tamdır. Dövizdeki dalgalanmanın etkisini en aza indirmek ve ekonomiye destek olmak için hükümet tarafından yeni destek paketleri açıklanmıştır. Bu noktada esnaf sanatkar kesimi için de bazı tedbirlerin devreye sokulması gerekmektedir. Esnaf sanatkarlar düşük yatırım ile büyük istihdam sağlar, üretim-tüketim-ihracat zincirinin her aşamasında önemli rol üstlenir. Üyelerimiz döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalara, işsizlikte yaşanabilecek olası artışlara karşı en önemli “dalga kıran” olabilir. Bunun için esnafın güçlü olması, önünü görebilmesi, ilave yükler ile karşılaşmaması gerekmektedir.
Daha önceden üyelerimize yönelik geliştirdiğimiz ve kamuoyuna duyurduğumuz önlemler paketi hayata geçirildiği takdirde esnaf kesimi de ekonomik mücadeleye katkı koyabilecek ve bu destekler ekonomiye iş, ürün, hizmet ve aş olarak geri dönecektir.
“ÜRETİCİ ÜRÜNÜNE TAVSİYE FİYATINI YAZMALIDIR”
Nihat Altay (Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı) – Döviz artışını bahane ederek ürünlerine fahiş zam yapan işletmeler hakkında her gün çok sayıda şikayet alıyoruz. Tüketiciler, fahiş zamlarla haksız kazanç sağlayan fırsatçı işletmeleri bakanlığa şikayet edebilir. Denetimler sıklaştırılmalı. Üretici firma tarafından tavsiye edilen fiyat uygulaması her ürünün ambalajı üzerinde yazarsa tüketiciler kandırılamaz. Böyle bir uygulamaya tüm üreticiler geçerse arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışlarının üreticiden mi yoksa satıcıdan mı olduğu ortaya çıkacaktır. Perakende satışlarda market ürünlerinin bazılarının ambalajları üzerinde tavsiye edilen fiyat yazmaktadır. Örnek olarak bir bisküvinin üzerine yazılan tavsiye edilen fiyatı 2 TL gibi uygulama, tüketicinin kandırılmadığını hissederek alışveriş yapmasına neden olmaktadır. Araştırmalarımızda gözlemlediğimiz, ambalajı üzerinde fiyat yazmayan ürünlerin her markette, her bakkalda farklı fiyatlarda ve aşırı uçlarda karşımıza çıktığıdır. Tavsiye edilen fiyat uygulaması olmayan aynı markada ki bir çikolataya aralarında 100 metre olan market 2 TL isterken diğer işletme 5 TL istemektedir.
Son dönemde piyasalardaki geçici dalgalanmaları fırsat bilen pek çok işletmelerin çeşitli ürünlere yaptığı fiyat artışlarına tüketiciler duyarsız kalmadı. İlgili kurumlara şikayetini yaptı ve hala yapmaktadır. Ancak tavsiye edilen fiyat uygulaması her ürün üzerinde olursa tüketicinin o ürüne olan şüpheciliğini ortadan kaldıracaktır. Tavsiye edilen fiyat üzerinde satış yapan işletme de kendini açığa çıkarmış olacaktır. Ürün fiyatına odaklanan müşterilerin olduğu günümüzde fiyat bilinci ve duyarlılığı tüketicilerde artık gelişmiştir. Bu nedenle üretici firmalar tüm ürünlerinde bu uygulamaya geçerse işletme ve tüketici için güven duygusu da pekişecektir. Çünkü üretici ve satıcı firmalar gücünü müşteri güveni sayesinde elde ederler. Ayrıca görüştüğümüz birçok bakkal işletmeleri, "tüm ürünlerde bu uygulamaya geçilirse büyük marketlerden alışveriş yapan müşteriler bizlere de gelerek az da olsa rekabet ortamı oluşturulabilir" demektedirler. Perakende satış fiyatları üzerinde yapılan bir çalışmada gözlemlenen, tüketicilerin pek çok ürünlerin fiyatlarına karşı şüpheci oldukları ve tercihlerini ucuz market ve markalarından yana kullandıklarını göstermektedir. Tüm üretici firmalar tavsiye edilen fiyat uygulaması ile değer odaklı tüketiciyi, orta sınıf tüketiciyi ve dar gelirli tüketiciyi aynı noktada birleştirebilirler.